Günümüzde lojistik sektöründe yaşanan hızlı değişimler, taşımacılık süreçlerinin daha etkin, güvenilir ve sürdürülebilir hale gelmesini zorunlu kılmıştır. Küreselleşmenin etkisiyle birlikte ülkeler arası ticaretin artması, farklı lojistik çözümlerini ön plana çıkarmaktadır. Bu çözümler arasında dikkat çekenlerden biri 3. Ülke Transit taşıma sistemidir. Bu yöntem, ihracatçılar için hem maliyet hem de zaman açısından önemli avantajlar sunar. Özellikle, Türkiye gibi jeopolitik olarak stratejik bir konumda bulunan ülkeler için bu taşımacılık türü oldukça önemlidir. 3. Ülke Transit yöntemiyle taşınan yükler, menşe ülke dışında başka bir ülkeden geçerek nihai varış noktasına ulaşır. Bu sayede hem tedarik zinciri yönetimi kolaylaşır hem de alternatif güzergâhlar sayesinde daha esnek çözümler elde edilir.
Lojistik sektöründe dikkat çeken bir diğer taşıma yöntemi ise Intermodal taşımacılıktır. Bu sistemde yükler, birden fazla taşıma modu kullanılarak ancak taşıma aracı değiştirilmeden hedefe ulaştırılır. Böylece yük, örneğin karayolu ile konteyner içine yüklendikten sonra demiryolu ya da denizyolu ile taşınmaya devam eder. Intermodal taşıma, özellikle çevresel etkilerin azaltılması, maliyetlerin düşürülmesi ve taşıma güvenliğinin artırılması açısından öne çıkar. Ayrıca, sınır geçişlerinde karşılaşılan bürokratik engellerin azalmasına da katkı sağlar. Bu sistem sayesinde firmalar, hem esnek hem de sürdürülebilir lojistik çözümlerine ulaşmış olurlar.
3.Ülke Transit taşımacılığının sunduğu olanaklar, özellikle Avrupa, Asya ve Orta Doğu arasında köprü görevi gören Türkiye gibi ülkelerde daha fazla değer kazanmaktadır. Transit taşımacılığın en büyük avantajı, farklı gümrük uygulamaları arasında denge kurarak ürünlerin hedef pazarlara daha kısa sürede ve daha düşük maliyetle ulaşmasını sağlamasıdır. Bu sistem, ithalat ve ihracat işlemlerinde ülkeler arasında doğrudan ticari bağ bulunmayan firmaların bile uluslararası pazarlara açılmasına imkân tanır. Üstelik, bu taşımacılık biçimi, gümrük işlemlerinin daha hızlı yürütülmesini sağladığı için zaman tasarrufu açısından da büyük katkı sağlar.
Intermodal taşımacılık ise sürdürülebilirlik açısından kritik bir rol oynar. Küresel ısınma ve karbon salınımı gibi çevresel konuların önem kazandığı günümüzde, daha az enerji tüketen ve daha çevreci taşıma yöntemleri tercih edilmektedir. Intermodal sistemler bu ihtiyaca en uygun çözümlerden birini sunar. Çünkü bu yöntemle uzun mesafelerde daha az karbon salınımı yapan tren veya gemi taşımacılığı tercih edilirken, kısa mesafelerde ise daha hızlı olan karayolu taşımacılığı kullanılır. Böylece çevreye verilen zarar minimuma indirilir.
Her iki sistemin de benzer avantajları olsa da uygulama alanlarında bazı farklılıklar söz konusudur. 3. Ülke Transit taşıma genellikle siyasi sınırları aşan ticaret faaliyetlerinde kullanılırken, Intermodal taşıma ise lojistik zincirinde birden fazla taşıma modunun entegre edilmesiyle gerçekleştirilir. Bu nedenle lojistik firmaları, taşımacılık yapacakları ürünün türüne, rotasına, taşıma süresine ve maliyetine göre hangi yöntemin daha uygun olduğuna karar vermelidir.
Ayrıca, bu iki yöntem lojistik firmalarına daha esnek çalışma imkânı sunar. Özellikle global krizlerin, doğal afetlerin ya da savaşların ticaret yollarını etkilediği dönemlerde, alternatif güzergâhlar kullanılarak teslimat süreçlerinin aksaması önlenebilir. 3. Ülke Transit bu noktada daha esnek bir yapı sunar çünkü taşıma rotası çok sayıda alternatifle oluşturulabilir. Aynı şekilde Intermodal sistem de taşımanın bir kısmını başka bir modla tamamlayarak teslimat sürelerinde sapma yaşanmasını engelleyebilir.